10 Ocak 2010 Pazar

Frida+Trailer

Türkiye'de ve tüm dünyada popülerliği artan kimlik Frida!



Tüm dünyada bir çok esere ilham veren Frida'nın renkli ve sırlarla dolu yaşamının, gişe rekorları kırabilecek kadar özgün bir konu olduğu Hollywood tarafından da çok geçmeden anlaşıldı.
Ülkemizde 2003 yılında vizyona giren "Frida" isimli filmde, Frida'yı, birçok dişli ve zor karakterlere hayat veren oyuncu olarak tanıdığımız, Salma Hayek canlandırıyor.

20. yüzyılın sonlarıyla birlikte yükselen kadın hareketleri ve artık kadın haklarının, feminizmin toplumda ve medyada yüksek sesle konuşulur olması, Frida gibi aktivist isimlerin ön plana çıkmasına daha da fazla sebep oldu. Böylelikle, kadın aktivistler, sanatçılar sadece politik ya da alternatif / azınlık toplumsal çevrelerce konuşulmak yerine sanata da taşındı. Kitleleri etkilemek adına, özellikle de 'popüler sanat'a. Elbette, Frida isimli bu film, sadece ticari kaygı taşımaktaydı ve bahsettiğim gibi bir amacı yoktu fakat özellikle benim yaş grubum kitle üzerinde(80lerin sonunda doğmuş olanlar) filmin, Frida Kahlo kimliğinin bilinmesiyle ilgili önemli bir yararı olmuştur. Bir Hollywood filmi olması, 2 oscar kazanması ve Salma Hayek'in filmin başrolünde olması elbette (yoksa ne yazık ki mi demeliyim?) filme gidilmesindeki en önemli sebeplerdi. Yine de, biz neticeye bakalım; bu film sayesinde genç beyinlere kadın hareketleri, mücadele, özgürlük gibi kavramlarla ilgili bir iki tohum atıldı mı? evet atıldı. Frida Kahlo deyince, "aa evet duymuştum" diyor muyuz? evet diyoruz. O zaman, yaşasın!

Hala filmi izlememiş olanlar varsa, şiddetle tavsiye ederim. İşte fikir vermesi için, filmden bazı fotoğraflar:
Neden "KahloFrida" diye bir blog?


Bedeni küçük, yüreği kocaman bu entesan kadın, sadece dönemini değil, dünya varolduğu sürece, tüm insanlığı etkilemeye ve kendisinden söz ettirmeye devam edecektir, etmekte... Bir çok ülkede, yaşamı tiyatro ve sinema eserlerine konu olan Kahlo'yu, ülkemizde de "Frida Yaşasın Hayat" adlı tiyatro oyunuyla oyuncu Jülide Kural canlandırmıştı.


Bir röportajını okuduğum Kural'ın, "Neden Frida Kahlo?" sorusuna verdiği yanıt, benim bu blog'u yapmamdaki amaçla bir hayli özdeşleşmekte. Röportajın bir kısmını, Kural'ın cümleleriyle size aktaracak olursam; "Ben aslında, yaklaşık on yıldır kadın karakterler üzerinde çalışıyorum. Daha önce de sekiz ayrı kadını oynamıştım. Ancak, bu kadınların hepsinin ortak özelliği vardı. Sisteme baş kaldıran, muhalif duruşları olan kadınlardı. Bu durum benimle de paralellikler taşıyor. Ama, Frida da daha özel bir şey vardı. Daha öznel bir ilişkinin sonucu kendini ifadelendirdi. Ben, bir proje olarak Frida’ya başlamadım. Kendim kişisel olarak bir yalnızlık dönemi, ruhsal bir yalnızlık dönemi yaşıyordum. Onun ‘Kırık Kolon’ tablosu ile karşılaştığım zaman, anlatılan benim hissettiklerimdi... Diğer yandan kadın hareketinde önemli bir ikon Frida Kahlo. Hem hiçbir zaman erkekleşmemiş, biseksüel, erkeksi herhangi bir dili kullanmamış. 1930 – 1950’li yılların Meksikası gibi son derece ataerkil bir yapı içinde olmasına rağmen. hep kadın olmayı ve kadın kimliği ile önde durabilmeyi başarmış bir kadın. Bu yanı benim için çok önemli."

8 Ocak 2010 Cuma

47 yıllık yaşamı boyunca, 32 ameliyat geçiren ve hastanelerde çokça vakit tüketen ressam, çoğu kez yattığı yerden, yatağının üzerine monte ettirdiği bir aynaya bakarak, kendisini resmederdi.

Kahlo'nun eşi Diego Rivera ve kendisini resmettiği eseri.
FRİDA KAHLO: YÜRÜYEMİYORSAM, DANS EDERİM BEN.

Meksikalı ressam Frida Kahlo, tam adıyla Magdalena Carmen Frida Kahlo Cardelon, 47 yıllık ömrüne bir çok farklı hayat sığdırdı. Tüm dünyaya adını duyuran bir ressamınkini, kocasına bağlı, tutkulu bir eşinkini, bazense eşini aldatan bir kadınınkini... Bir feministinkini, bir komünistinkini ve yaşamı boyunca 32 ameliyat geçiren, yaşama tutkuyla bağlı savaşçı bir hastanınkini...

Macar Yahudi fotoğrafçı Wilhelm Kahlo ve Kızılderili asıllı Madilde Cardelon Gonzales'in dört çocuğundan biri olarak dünyaya gelen Frida, altı yaşında geçirdiği çocuk felcinin sonucunda, henüz yeni başlayan yaşamına, bir bacağı özürlü olarak devam etti.
Tüm arkadaşlarının "tahta bacak Frida" diye alay ettiği bu inanılmaz kadın, sakat bacağına ve daha geçireceği bir dolu rahatsızlık ve ameliyata rağmen, bir insan ömrüne sığdırılması zor, bir dolu farklı hayatı yaşayarak, herkesten öcünü aldı.

O, "yürüyemedi ama dans etti."

AKTİVİST FRİDA!

Ünlü ressam Diego Rivera'nın eşi ve Ressam Frida Kahlo olarak tanınan bu sanatçı ruh, aynı zamanda döneminin en önemli aktivistlerindendi. 1929 yılında Meksika Komünist Parti'ye üye olan ve bu dönemde bazı önemli politik ve sanat çevreleriyle yakınlaşan Kahlo, bir süre sonra 6 Temmuz 1907 olan doğum tarihini bile reddedip, doğum gününü, Meksika Devriminin gerçekleştiği 7 Temmuz 1910 olarak ilan etmiş, yaşamının modern Meksika'nın doğuşuyla başlamasını istemiştir.